İçeriğe geç

Birini yok saymak ne hissettirir ?

Birini Yok Saymak Ne Hissettirir? Sessizliğin Felsefi Yüzü

Filozofun Bakışıyla: Sessizliğin Ahlakı

Birini yok saymak… Belki de insanın başka bir insana yönelttiği en derin sessizlik biçimidir. Filozofun gözünden bakıldığında, bu sessizlik yalnızca iletişimin eksikliği değil, aynı zamanda varlığın reddi anlamına gelir. Heidegger, “insan dünyaya atılmış bir varlıktır” derken, var olmanın özünü başkalarıyla kurulan ilişkilere bağlar. Öyleyse birini yok saymak, onun dünyaya atılmışlığını reddetmek, onu görünmez kılmaktır.

Bu davranış, yüzeyde sıradan bir duygusal tepki gibi görünse de, derinlerde etik, epistemolojik ve ontolojik anlamları olan bir eylemdir. Çünkü yok saymak, yalnızca karşımızdakini değil, kendi insanlığımızı da sorgulayan bir aynadır.

Etik Perspektif: Varlığı Görmezden Gelmenin Ahlaki Bedeli

Etik açıdan bakıldığında, birini yok saymak, ahlaki sorumluluğun askıya alınması anlamına gelir. Emmanuel Levinas, “ötekiyle yüz yüze gelmek” kavramını insan olmanın merkezine yerleştirir. Ona göre başkasının yüzü, bize bir çağrıdır; “beni öldürme, beni gör” diyen sessiz bir çığlıktır.

Birini yok saymak, bu çağrıyı duymamayı seçmektir. Bu seçim, yalnızca bir duygusal soğukluk değil, aynı zamanda etik bir kırılmadır. Çünkü insanın ahlaki doğası, başkasını tanımakla, onun acısına duyarlılık göstermekle belirlenir.

Bu noktada şu soru yankılanır: Birini yok saydığımızda, gerçekten onu mu cezalandırırız, yoksa kendi vicdanımızı mı sustururuz?

Epistemolojik Perspektif: Bilginin Kör Noktası

Epistemoloji, yani bilginin doğası üzerine düşünürken “yok sayma” eylemi ilginç bir biçimde bilmemeyi seçme halidir. Bilmek, görmek ve anlamak eylemlerini içerir. Birini yok saymak ise, bu üçlü zinciri bilinçli olarak kırmaktır.

Bir insanı tanımak, onun varlığını kabul etmekle başlar. Yok saymak, o varlığı bilgi alanımızın dışına itmek demektir. Bu durum, hem bireysel hem toplumsal düzeyde “epistemik adaletsizlik” yaratır. Örneğin, bir topluluğun sesini duymamak, onu toplumsal bilincin dışına sürmektir.

Platon’un mağara alegorisi burada anlam kazanır: Işığın olduğu yerde yüzümüzü gölgeye çevirmek… Bilmemeyi seçmek, kendi cehaletimizin zincirini sıkılaştırmaktır.

Şu soruyu sormadan geçemeyiz: Birini yok saydığımızda, aslında kimden uzaklaşıyoruz — ondan mı, hakikatten mi?

Ontolojik Perspektif: Varlığın Sessiz Reddi

Ontoloji, varlığın ne olduğu sorusuna yanıt arar. Bu bağlamda birini yok saymak, onun varlığını inkâr etmektir. Jean-Paul Sartre’ın “varoluş, özden önce gelir” sözüyle düşündüğümüzde, birini yok saymak, onun varoluşunu anlamsızlaştırmak anlamına gelir.

İnsan, başka insanların bakışıyla kendi benliğini kurar. Sartre’ın “bakış” kavramı tam da bu durumu açıklar: Başkasının bakışı, bizi nesne olmaktan kurtarıp özneye dönüştürür. Ancak birini yok saydığımızda, ona o bakışı sunmayız. Onu yalnızca nesne değil, hiçlik haline getiririz.

Yok saymak, varlığın tanınmaması; tanınmamak ise yavaşça silinmektir. Bu nedenle birini yok saymanın en acı yönü, sessizliğin yankısız kalmasıdır.

İki Taraflı Bir Deneyim: Yok Sayan ve Yok Sayılan

Birini yok saymak kadar, yok sayılmak da insan ruhunu derinden yaralar. Yok sayan taraf için bu, çoğu zaman kontrol ya da kendini koruma biçimidir. Ancak yok sayılan kişi, kendi varlığının onaylanmadığını hisseder. Bu durum, kimlik duygusunu zedeler.

Martin Buber’in “Ben-Sen” ilişkisi burada belirleyicidir. İnsan, ancak “Sen” diyebildiği biri karşısında “Ben” olabilir. Eğer karşımızdakini yok sayarsak, “Ben” olma sürecimizi de askıya alırız.

Belki de asıl soru şudur: Birini yok sayarak ondan uzaklaşmak mı, yoksa kendimizden uzaklaşmak mı oluruz?

Sonuç: Sessizliğin Derin Yankısı

Birini yok saymak, görünürde basit bir tepkidir; ama özünde insan olmanın en karmaşık deneyimlerinden biridir. Etik olarak sorumluluklarımızı, epistemolojik olarak bilgimizi, ontolojik olarak varlığımızı sınar.

Bu nedenle birini yok saydığımızda, yalnızca bir kişiyi değil, insanlığın anlamını da sorgularız. Belki de felsefi olarak en dürüst tutum, şu farkındalıkla başlar: Birini yok saymak, sessiz bir karar değil; varlıkla aramıza çektiğimiz görünmez bir duvardır.

Etiketler: #felsefe #etik #varoluş #insanilişki #psikoloji #ontoloji

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
piabellacasinoprop money